16.7.10

ADAMSIN GÜRCAN BİLGİÇ #2

Gürcan Bilgiç: " Bu Model Tutmadı "

"Fenerbahçe Başkanı Aziz yıldırım, kulübte başlattığı değişim ile birlikte bir finans devi yaratmayı başardı. Rakiplerine fark atacak bir ivme gerçekleştirerek en iyi ve büyük stadı yaptı.

UEFA Kupası finaline ev sahipliği yapacak kalite ve performanstaki bu stat ile birlikte, gelirleri katlayarak büyüterek, Türkiye’de çok önemli bir güce sahip oldru. Galatasaray ve Beşiktaş borç içinde yüzerken Fenerbahçe sadece kombine satışlarının peşinatı ile özellikle transfer döneminde çok önemli bir gücü eline alıyordu.

Taraftar da bunu hissederek maçları yaşamaya başladı. Fenerium mağazaları rekorlar kırarak cirolarını büyüttü. Fenerbahçe’yi yönetenler bu finansgücü içinde istedikleri manevrayı yapabiliyor, istedikleri ahkamı kesebiliyor, rekabete girdikleri anda para silahını konuşturuyorlardı.

Bu rahatlığın zaman içinde başarıya endekslenmesi beklenirken, parayı kazanmanın değil harcamanın önemli olduğu anlaşıldı. Elindeki güce ve sağladığı farka rağmen şampiyonluk veya kupa sayısı olarak rakiplerine üstünlük sağlayamadı Fenerbahçe takımı.

Bu ivmeyi amatör şubelerde hissettirdi ama bunu da sponsorların becerisi ile yapabildi. Kurumsal olma adına laflar söylenirken, kararların bu özelliği taşımaması ile birlikte on milyonlarca euro savruldu etrafa. Üstelik hanelere yazılan borç rakamlarını da büyüterek.

Hep parayı yazıyorum çünkü Fenerbahçe Yönetimi taraftarı bu dönemde müşteriye dönüştürmek için çaba sarf ediyordu. Gelsin, parasını harcasın, alışx veriş yapsın, kulübe kaynak yaratsın ve maç bittikten sonra da evine gitsin. İyiyse alkışlasın, kötüyse katlansın.

Yüksek kombine ve bilet ücretleri ile profili değiştirmek istediler. Öğrenci olarak veya asgari ücret kazanarak takımını seyretme şansı olan Fenerbahçeli sayısı azaldı. Tribünler cebinde para olanlara açıldı. Geçen sene kale arkası tribün ücretini gelen tepkilerle değiştirmek durumunda kaldılar.

Bu sene başlamadan üç önemli taraftar grubu tribünlerden çekildiğini açıkladı. Maçları seyretmeyip, yaşayan bu gençler, yönetim tarafından sahiplenilmemekten şikayet ettiler. “Bir kere bile bize teşekkür edilmedi” dediler. Hiç biri tribün teröristi değildi. Belki kavga ettiler ama rakip taraftarla değil. Hakeme saldırmadılar, sahaya yabancı madde de atmadılar. Küfürlü tezahürat da yapmadılar.

Ama renkleri için yaptıkları bir anlık agresifliğin bedelini öderken, geleceklerini tartışmaya başladılar. “Ne için yapıyorlardı bunu. Bu kadar çaba karşısında kazandıkları ile kaybedecekleri neydi?”

Genel bakışta hiç biri yaratılmak istenen profile uymuyor. Çünkü düşünüyorlar, itiraz ediyorlar, sorguluyorlar. Çok da paraları yok. Hemen hepsi öğrenci, babadan harçlık bekliyorlar.

Ama özellikle derbilerde Saracoğlu’nu “yenilmez kale” yapan onların aklı, ateşi ve ruhuydu.

Bu yüzden yıllardır müşteri diye yazıyorum ve sizler tepki gösteriyorsunuz. Bu bakış açısı değişmediği, yönetim yeni bir platform oluşturup pherkesi bir araya getirmediği, parçaları birleştirip tekrar yapıyı en güçlü hale getirmediği sürece de stada gelenler müşteri olacaktır. Fenerbahçe ruhunu kaybetmemeli. Doğru – dürüst yönetilerek tekrar aile halini almalı. Dönüştüğü cemaat kültüründen uzaklaşıp, cumhuriyet kimliğine kavuşmalı. "


Ama yönetim bu yazıyada kliseleşmiş laflarından(meslek ahlakına yakışmıyor ,taraftarla aramızı açmaya çalışıyor vs vs vs...) oluşan güzel bir derleme ile cevap(!)
verir...


0 yorum:

Yorum Gönder